Çocuk sahibi olmak isteyen çiftler,
anne ya da baba olup olamayacağını yaptıracakları bazı testlerle
öğrenebiliyorlar. Erkekte spermiyogram, kadında ise hormon testleri ile
doğurganlık düzeylerinin ne olduğunu biliyorlar.
Kadın ve erkeklerin doğurganlık kapasiteleri bir çok nedene bağlı
olarak değişebiliyor. Bir kadın her ay yumurtlayıp hamile
kalabiliyorken, diğer bir kadın hiç hamile kalamayabiliyor. Bu erkekler
için de geçerlidir. Spermin sayısı, yapısı ve hareketliliği doğurganlık
seviyesini etkiliyor. Burada bilinmesi gereken şey, çocuk sahibi olmak
için tek başına bir kadının doğurganlık kapasitesinin yeterli
olmadığıdır. Çocuk olmaması durumunda erkekle kadının birlikte testlere
girip değerlendirilmelerin ona göre yapılması gerekmektedir.
Genelde, bu testler çocukları olmayan çiftler için uygulanmaktadır. Ama
günümüzde bir çok uzman yeni evli çiftlere de bu testlerin
uygulanmasını istemektedir. Nedeni ise, çiftlerin doğurgan olup
olmadıklarını bilmeden, doğum kontrol yöntemlerini yıllarca boşu boşuna
kullanmalarıdır. Doğurganlığı çok az olan ya da hiç olmayan bir kadının
aylarca doğum kontrol hapı yutması ya da aşı olması gereksizdir.
Çiftler genellikle bebek sahibi olmaya karar verene kadar
doğurganlıkları ile ilgilenmezler. Bebek istedikleri anda yapılan
çalışmalar eğer bir seneyi geçmiş ise, kısırlık söz konusu olabilir.
Hatta bunu iki ya da üç sene deneyenler ve sonuç alamayanlar bile
vardır. Bahsedilen testleri yapmak için doktora gidilir. Oysa yıllarca
bunu bilmeden yaşamışlar ve çocuk istemedikleri için korunmuşlardır.
Karar verdiklerinde ise çok geç kalınmış olabilir. Üstelik kullanılan
kontrol hapları da bu durumu daha olumsuz yönde etkilemiş bile olabilir.
Kadınlarda yaş ilerledikçe yumurta rezervi azalır. Erkekte ise, sperm
üretimi ve kalitesi düşer. Bunlar genetik olduğu kadar yaşam şartlarına
da bağlıdır. Kaliteli beslenme, stressiz ortamlarda çalışma, sigara ve
içki gibi kötü alışkanlıklardan uzak durma, düzenli spor yapma
doğurganlığı olumlu yönde etkilemektedir.
Kişinin doğurganlığını saptamak yüzde yüz değildir ama bazı küçük
yöntemlerle doğurganlık potansiyeli anlaşılabilmektedir. Yeni evli ya
da bebek düşünmeye başlayan çiftlerin doğurganlıklarını etkileyen bazı
kriterleri bilmesi gerekir. Bu kritelerler varsa ve yaşanıyorsa, doğum
kontrol yöntemlerinden önce ya da bebek yapmaya başlamadan doktora
görünmekte fayda vardır.
Kadınlar için
Düzensiz ve ağrılı adet görme
Aşırı tüylenme ve sivilcelenme
Göğüslerden süt gelmesi
Önceden geçirilmiş genital rahatsızlıklar
Genital sistemde yapılmış cerrahi işlemler
Radyoterapi ya da kemoterapi tedavisi görme
Şeker hastalığı olanlar
Organlarında sistemsel bozukluk yaşama
Erkekler için
Vücutta aşırı kıllanma
Çocuklukta fıtık ameliyatı geçirme
Genital sistemde enfeksiyon tedavisi
Çocuklukta ateşli bir hastalık geçirme
Kimyevi maddelere maruz kalma
Radyoterapi ya da kemoterapi tedavisi görme
Meni miktarının az ya da hiç olmaması
Genital yapıda bozukluk
Çocuk sahibi olabilmek için gerekli olanlar; sperm, yumurta, bunların
birleşmesini sağlayacak anatomik ortam ve rahim. Doğurganlık testleri
de bunlara bağlı olarak yapılıyor. Erkekte sperm testi ile spermin
kalitesine bakılıyor. Hareketliliği, yapı bozukluğu, hacmi, yoğunluğu
araştırılıyor. Kadınlarda ise testler daha detaylı. Adet döneminde
yapılan kan testi ile yumurtalıktaki yumurta rezervi tespit ediliyor ve
ostrojen, prolaktin, troid hormonlarına bakılıyor. Ayrıca, evli olup
bebek düşünen kadınlarda tüplerin açık olup olmadığı kontrol ediliyor.
Daha sonra da yumurtlamanın olup olmadığına bakmak için bir kan testi
daha yapılıyor.
Yapılan bu testlerle, bir çok kadının hormonal düzensizliği ya da
yumurtlamada sorun yaşayıp yaşamadığı anlaşılıyor. Aynı şekilde erkekde
de bir problem varsa ortaya çıkıyor. Bu şekilde erken teşhisle tedavi
çok geç olmadan uygulanabiliyor. Ayrıca bebek öncesinde bilinçli
korunma da sağlanmış oluyor.
alıntı